Adına ilkin Odysseia'da rastlanır. Hades'te gördüğü Sisyphos'u şöyle tanımlar Odysseus:
Sisyphos'u gördüm, korkunç işkenceler çekerken
Yakalamış iki avucuyla koca bir kayayı,
ve kollarıyla, bacaklarıyla dayanmıştı kayaya,
Habire itiyordu onu bir tepeye doğru,
İşte kaya tepeye vardı, varacak, işte tamam,
Ama tepeye varmasına tam bir parmak kala,
Bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri,
Aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya,
O da yeniden itiyordu kayayı tekmil kaslarını gere gere,
Kopan toz toprak habire aşarken başının üstünden,
O da habire itiyordu kayayı, kan ter içinde.
Çağımız Fransız yazarlarından Albert Camus "Le Mythe de Sisyphe" adlı denemesinde Sisyphos'u anlamsızlığın (absurde) bir simgesi diye tanımlar. Yaptığı iş anlamsız ve yararsızdır, ama bu işi sonsuza dek sürmekle de yükümlüdür Sisyphos. Bu korkunç işkencenin bir gün biteceğini bile umamaz. Sisyphos umutsuz kahramandır, ama insan kahramandır, çünkü bilinçlidir. Camus insan yaşamının anlamsızlığı içinde insan onurunun gene de, dış etkenlerin anlamsızlığına, koşulların kaçınılmaz baskısına karşın zorunlu olan yükü bile bile taşımak olduğunu belirtir ve Sisyphos'un bu korkunç işkenceden her şeye karşın bir zevk duyduğunu, bilincin verdiği sevinçle bir mutluluğa, umutsuzluğun mutluluğuna erişebileceğini ileri sürer. Sisyphos'u da böylece anlamsızlığı akıl ve bilinç gücüyle yenen insan kahraman olarak karşımıza diker. Tanrı ne yaparsa yapsın onu yenememiştir.
Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü
18 Mart 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments:
Yorum Gönder