02 Mart 2009
revolutionary road
ilk sinema filmi american beauty için şimdileri "aslında o kadar da iyi bir film değildi." diyen sam mendes, her ne kadar şimdi burun kıvırsa da o filmle birlikte filmi izleyen kitleye "bir sam mendes filmi bundan sonra nasıl olacaktır?" sorusu için verilebilecek net bir yanıt da bıraktı aslında: american dream üzerine oldukça sağlam bombalar indiren ve bunu çok temel bir yerden, sinsice yapan, "aile" yapısının içini boşaltan bir neurotica. revolutionary road american beauty'den farklı olarak bu sefer 50ler sonrası Amerika'sını, yani II. Dünya Savaşı sonrası buhran döneminin aileler üzerindeki etkisini ele alan aynı isimli richard yates romanından uyarlama bir film ve aslına bakarsınız evlilik çözümlemesi yapan her psikolojik dramada bulunan öğelerle dolu. yani bu anlamda özgün bir filmle karşı karşıya değiliz. ancak sırtını çok sağlam bir oyunculuğa yaslıyor, filmin üzerine kurulu olduğu daha önce onlarca kez okuduğunuz, izlediğiniz evlilikle birlikte hayallerinden vazgeçen evli çift halet-i ruhiyesi kate winslet ve leonardı di caprio ile inanılmaz güçlü bir şeye dönüşüyor. kate winslet hep ziyadesiyle sevdiğim ve izlediğim hiçbir filminde beni hayal kırıklığına uğratmamış bir oyuncu olmuştur, yani bir anlamda ondan beklediğim bir şey böylesine güçlü bir karakter portresi, ama ne yalan söyleyeyim, her ne kadar hep kendisine daha az ön yargılı yaklaşan tarafta olsam da leonardo di caprio'dan böylesine olgun bir oyunculuk beklemiyordum. sırf iki ismin oyunculuklarındaki inanılmaz gelişimi görebilmek için bile izlenesi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 comments:
Yorum Gönder