rüyanızda bile iş arkadaşlarınızı görüyorsanız, vay halinize. neyse ki benimki, bilinçaltım sağolsun, her zamanki gibi bol aksiyonluydu.
o. ile iş için bir yere gitmişiz ama pastane gibi bir yermiş burası ve pastane önündeki masalardan birinde oturuyoruz. her zamanki gibi ne konuşacağımızı bilemez bir haldeyiz. o. her zamanki gibi sıkıntılı & ciddi olmaya çalışıyor. bende de bitse de gitsek hali var. sonra nedense ayaklanıyoruz, elimde bir gazete var. tam o sırada rüya icabı mahalleden tanıdığım 11-12 yaşlarında tam baş belası bir velet ve arkadaşları yanımıza yaklaşıyor. bir şeyler oluyor, ne olduğunu çok hatırlamıyorum, ama koşmaya başlıyoruz o. ile. bunlar da peşimizde. ellerinde bıçak mı ne varmış. bayaa uzuuun uzuuun koşuyoruz. sonra bunlardan biri bizi bir binaya itiyor, binanın ortası çöküyor ve o. ile alt kata düşüyoruz. bu bina neyse artık, içinde bilmem kaçıncı yüzyıldan kalma buzlanmış hayvan fosilleri var. ama baya canlı görünüyorlar. çizgi filmlerde olur ya hani, eleman buz devrinden kalma bir insan bulur bir buz kalıbının içinde. kalıbı kırınca içindeki de canlanır filan.. bu da ondan hallice. bu arada balıklar, aslanlar filan hayvanlar da.
neyse, bir şekilde binadan çıkıyoruz. ben eve geliyorum, o. napıyor pek bir fikrim yok. sonra anneme anlatıyorum olanları. annem de o veletin annesini arıyor. velet inkar ediyor. bizi kovalayan o değilmiş başkasıymış, biz kaçtığımız için bizi kovalamış o her kimse gibi bir sonuç çıkıyor ortaya. şahane değil mi? kaçtığın için kovalanmak. sonra b. de bize gelmiş. beni teselli etmek için filan sanırım. çünkü olanları konuştuğumuzu, onun nedense bana fal baktığını filan hatırlıyorum. sonra bu olanlar yetmiyormuş gibi bir de deprem oluyordu üzerine. baya sağlam salladık filan. ama burasını uyurken yatakta dönüp yatağı sallarken kendi başıma başardığımı varsayıyorum çünkü o an başka bir bilinçdışı katmanındayız. hep "indiğim" doğal felaket katmanı başka bir katman :))
böyle de uyandım zaten. daha ne olsun?
0 comments:
Yorum Gönder