Dünya'yı gezmenizle alakalı olarak, en çok Paris 'i sevdiğinizi söylemişsiniz, "Emeklilik projelerimden bir tanesi 35-40 m2'lik bir evde oturup yazmak" demişsiniz.
Onu söylediğimde bekârdım ama, o yalnızlık düşüydü, (gülerek) şimdi metrekareyi biraz büyüttük. Gene emeklilik yıllarımda, kızım da üniversite çağındayken, belki dışarıda okur bilmiyorum, Paris'in kırsalında bir sessizlikte olmayı, eşimle beraber, arkadaşlarımla beraber. Onları da kandırırım, "Orkestra kuramadık bari şu tatil köyünü yapalım" diye. (Gülüyor) Ya ben hep insanları böyle "Hadi lan şunu yapalım, bunu yapalım" gibi faydalı şeylere zorladım ama insanlar o kadar faydalı şeyler üretmek ya da sürekli onun içinde olmak fikrine; ne bileyim yemiyor galiba. Birileri bana "Sigarayı bırakmak lazım" demişti, Murat Belge'nin de bir röportajını okumuştum, sigarayı bırakırken şey demiş "Yeterince içtin mi? Evet. Yeterince yaşadın mı? Hayır!". Dedim, 25 yıldır içiyorum, hem de Gitane içiyorum fosur fosur. Tamam dedim, tak bırakıyorum! Arkadaşlarım "Harika Celal! Biz de bırakacağız!", şu, bu... Şimdi fosur fosur içiyorlar, ben bıraktım 2 senedir, ya bir yalnızlık filan. Yani iyi bir şey yapıyorsun ama her iyi ve faydalı şey, her emek gerektiren şey seni biraz daha yalnızlaştırıyor garip bir şekilde. O, çok enteresan bir şey. Mutsuzluk daha kalabalık, başarısızlık daha kalabalık, saçmalık daha kalabalık gruplarca yaşanıyor. Yani başarı, mutluluk, doğru düzgün düşünmek, çaba göstermek, uğraşmak ve bilmem ne tepelere doğru, bunlar mutlu tepeler, bana öyle öğrettiler, yalnızlaşıyor insan. "Abi çok iyi yaptın ama sigarayı bırakmakla" diyorlar.(Gülüyor) Ya da diyorlar ki "Çok güzel okuyorsun, ben otobüste okuyamıyorum, işte gözüme şey oluyor", "Abi bu kalabalıkta nasıl okuyorsun?". E nerde okuyorsun, dedim yani, mezarda mı? Yani nasıl bahanelerle yaşıyorlar, e i.... okumuyorum de o zaman. Yani kimse klasik müzik dinlemiyor "Ah Celal, sen herhalde çocuğuna Mozart dinletiyorsundur", ulan biz dinliyoruz, o da dinliyor. (Gülerek) Burada şey yapıyorlar farkında değiller, "Çocuğum benim gibi olmasın" diyorlar yani, "Ben K... TV'den geri zekalı bir şeyler dinliyorum ama çocuğuma faydalıymış, zekası gelirmiş" falan...
Bu orta sınıf saçmalığından iğreniyorum yani.(gülüyor) Çok korkunç bir şey var, faydalı şeyleri yapamama ama faydasına inanma geri zekalılığı gibi.
Onu söylediğimde bekârdım ama, o yalnızlık düşüydü, (gülerek) şimdi metrekareyi biraz büyüttük. Gene emeklilik yıllarımda, kızım da üniversite çağındayken, belki dışarıda okur bilmiyorum, Paris'in kırsalında bir sessizlikte olmayı, eşimle beraber, arkadaşlarımla beraber. Onları da kandırırım, "Orkestra kuramadık bari şu tatil köyünü yapalım" diye. (Gülüyor) Ya ben hep insanları böyle "Hadi lan şunu yapalım, bunu yapalım" gibi faydalı şeylere zorladım ama insanlar o kadar faydalı şeyler üretmek ya da sürekli onun içinde olmak fikrine; ne bileyim yemiyor galiba. Birileri bana "Sigarayı bırakmak lazım" demişti, Murat Belge'nin de bir röportajını okumuştum, sigarayı bırakırken şey demiş "Yeterince içtin mi? Evet. Yeterince yaşadın mı? Hayır!". Dedim, 25 yıldır içiyorum, hem de Gitane içiyorum fosur fosur. Tamam dedim, tak bırakıyorum! Arkadaşlarım "Harika Celal! Biz de bırakacağız!", şu, bu... Şimdi fosur fosur içiyorlar, ben bıraktım 2 senedir, ya bir yalnızlık filan. Yani iyi bir şey yapıyorsun ama her iyi ve faydalı şey, her emek gerektiren şey seni biraz daha yalnızlaştırıyor garip bir şekilde. O, çok enteresan bir şey. Mutsuzluk daha kalabalık, başarısızlık daha kalabalık, saçmalık daha kalabalık gruplarca yaşanıyor. Yani başarı, mutluluk, doğru düzgün düşünmek, çaba göstermek, uğraşmak ve bilmem ne tepelere doğru, bunlar mutlu tepeler, bana öyle öğrettiler, yalnızlaşıyor insan. "Abi çok iyi yaptın ama sigarayı bırakmakla" diyorlar.(Gülüyor) Ya da diyorlar ki "Çok güzel okuyorsun, ben otobüste okuyamıyorum, işte gözüme şey oluyor", "Abi bu kalabalıkta nasıl okuyorsun?". E nerde okuyorsun, dedim yani, mezarda mı? Yani nasıl bahanelerle yaşıyorlar, e i.... okumuyorum de o zaman. Yani kimse klasik müzik dinlemiyor "Ah Celal, sen herhalde çocuğuna Mozart dinletiyorsundur", ulan biz dinliyoruz, o da dinliyor. (Gülerek) Burada şey yapıyorlar farkında değiller, "Çocuğum benim gibi olmasın" diyorlar yani, "Ben K... TV'den geri zekalı bir şeyler dinliyorum ama çocuğuma faydalıymış, zekası gelirmiş" falan...
Bu orta sınıf saçmalığından iğreniyorum yani.(gülüyor) Çok korkunç bir şey var, faydalı şeyleri yapamama ama faydasına inanma geri zekalılığı gibi.
- C. K. K.
2 comments:
bu aralar celal ' e aşıksın galiba =)
hem iş hem aşk :)
hakkında bir şeyler öğrendikçe daha çok seviyorum. kıymetli, kafası güzel çalışan bir adam.
Yorum Gönder