bizim yayınevinde de çok popüler, ben de baya sinir oluyorum. "biz kitapları öyle bastıkça üç noktaya alışan yeni nesiller yetişiyooor, yapmayıııın !" diye bağırasım geliyor. ama bağırmıyorum.
ama demek istemedim ki... istesem şayet şöyle derdim... ki... mupteda'nın ağzında bir tatlı kaşığı kabak patladı... ben de dedim ki... burayı da onlar yönetiyor olabilir... dermişim...
bilmem ki, ben iki noktayı da üç noktayı da seviyorum. bir boşluk, daha söylenmemiş birçok şey olduğu izlenimi uyandırıyor bende. ama her cümlede olsaydı, sıkıcı olabilirdi tabii. bir de makalelerde kullanılmasın, üç nokta. buldum buldum, üç nokta köşe yazısı noktalama işareti olmalı. :))
dostlarım, holden ve beni sinir eden varyasyon daha çok şöyle: "sabah kahvaltıda sadece tost yedim...uzun zamandır yediğim en kalorisiz şeydi herhalde..yanında içtiğim çaya da şeker atmadım...evet büyük ilerleme hakkaten..neyse..." şimdi burada recim yaptığını ya da yapmaya çalıştığını anladığımız personamız bize 4 önerme sunuyor. 1) kahvaltıda sadece tost yediği 2) tostun kalorisiz olduğu 3) çayına şeker atmadığı 4) ilk 3ün kendisi için bir ilerme olduğu. bu 4ü pozitif / negatif hissiyatlarla yazılmış olarak düşünülmeye açık şeyler iken 4ünün de sonunda 2şer 3er nokta olması personamızın o tost ve çayın yanında çocuğunu da yediği ve bu yüzden inanılmaz bedbaht olduğu hissiyatına kapılmamıza sebebiyet veriyor. ben yazarken bile dertlendim burda. mesela şöyle yazsa halbuki: "sabah kahvaltıda sadece tost yedim! uzun zamandır yediğim en kalorisiz şeydi herhalde. yanında içtiğim çaya da şeker atmadım. evet büyük ilerleme hakkaten :) neyse," ben mesela üstteki tombul adına sevindim şu an. umutlu en azından :P
6 comments:
bir de bunların iki noktalı versiyonları var. that fuckin kills me as well.
Bence o kadar da kötü bişi diil...
bizim yayınevinde de çok popüler, ben de baya sinir oluyorum. "biz kitapları öyle bastıkça üç noktaya alışan yeni nesiller yetişiyooor, yapmayıııın !" diye bağırasım geliyor. ama bağırmıyorum.
ama demek istemedim ki...
istesem şayet şöyle derdim...
ki...
mupteda'nın ağzında bir tatlı kaşığı kabak patladı...
ben de dedim ki...
burayı da onlar yönetiyor olabilir...
dermişim...
bilmem ki, ben iki noktayı da üç noktayı da seviyorum. bir boşluk, daha söylenmemiş birçok şey olduğu izlenimi uyandırıyor bende. ama her cümlede olsaydı, sıkıcı olabilirdi tabii. bir de makalelerde kullanılmasın, üç nokta. buldum buldum, üç nokta köşe yazısı noktalama işareti olmalı. :))
dostlarım,
holden ve beni sinir eden varyasyon daha çok şöyle:
"sabah kahvaltıda sadece tost yedim...uzun zamandır yediğim en kalorisiz şeydi herhalde..yanında içtiğim çaya da şeker atmadım...evet büyük ilerleme hakkaten..neyse..."
şimdi burada recim yaptığını ya da yapmaya çalıştığını anladığımız personamız bize 4 önerme sunuyor. 1) kahvaltıda sadece tost yediği 2) tostun kalorisiz olduğu 3) çayına şeker atmadığı 4) ilk 3ün kendisi için bir ilerme olduğu. bu 4ü pozitif / negatif hissiyatlarla yazılmış olarak düşünülmeye açık şeyler iken 4ünün de sonunda 2şer 3er nokta olması personamızın o tost ve çayın yanında çocuğunu da yediği ve bu yüzden inanılmaz bedbaht olduğu hissiyatına kapılmamıza sebebiyet veriyor. ben yazarken bile dertlendim burda. mesela şöyle yazsa halbuki:
"sabah kahvaltıda sadece tost yedim! uzun zamandır yediğim en kalorisiz şeydi herhalde. yanında içtiğim çaya da şeker atmadım. evet büyük ilerleme hakkaten :) neyse,"
ben mesela üstteki tombul adına sevindim şu an. umutlu en azından :P
Yorum Gönder