hepimiz şu ya da bu nedenle başkalarının hayatlarını takip etmekten zevk alıyoruz. almasaydık dinlediğimiz bi ismin nerede doğduğu, hangi etmenler üzerinden müzik yaptığını, şu an olduğundan önce nasıl olduğunu vs merak etmezdik. ki şu bahsettiklerim o kadar normal geliyor ki kulağa "stalkerlıktan bahsedecekti, şimdi ne alaka?" diyorsunuz içten içe değil mi? aslında o kadar aynı şeyler ki. o kadar hastalıklı bi mesele ki bu aslında özünde, biraz derinlikli düşündüğünüzde çok rahatsız edici oluyor. hele bi de sen ben gibi blogk, şu sayfayı kullanarak takip edilmek isteme dürtüsü de bunlarla beraber düşünüldüğünde.
bu meseleden bahsetmeyi düşündüğümde ilk aklıma gelenler bunlar değildi elbette. madem bizbizeyiz ve tam da bu meseleden konuşuyoruz, açık olayım madem, stalker ı olduğum birinin last.fm'ine baktım demin, hayır kendisini tanımıyorum. hayır arkadaşımın arkadaşının arkadaşı değil. bi şekilde last.fm sayesinde keşfettim kendisini, benim dinlediğim ve galiba sadece bu kadar delirmiş bi şekilde benim dinlediğim bir grubu o da delirmişçesine dinliyordu ve işte o kadar. dinlediği diğer şeyleri kurcaladım, onları da delice sevdim ve bu konu üzerinden giden bi paralellik yakaladım onunla. sonra blogunu yine last.fm sayfasından buldum ve ara ara girip okuyorum. ne kadar hastalıklı geliyor değil mi kulağa böyle aşama aşama okuyunca bunu? yani "kendisi, o, onun" gibi cinsiyet dahi belirtmeyen bi takım laflarla bahsettiğim insanevladının yerine kendi isminizi koyun bi de. ne kadar rahatsız olduğunuzu da bilare anlatırsınız.
ancak bu kurcalama, fazlasını daha fazlasını öğrenme, izleme saplantısı, hastalıklı yönünün yanısıra bence biraz "ben gibi bir başkası"nı bulma isteğinden de kaynaklanıyor içten içe. ya da "ben gibi ama benden şanslı, ben gibi, benim gibi konuşuyor, düşünüyor, anlaması gerektiği gibi anlıyor, görüyor ama benim yapmaya cesaret edemediklerimi de yapıyor" un adı her ne ise ondan. daha spesific olmak gerekirse, gitmek istediğiniz ve de gidemediğiniz konserlerle ilgili yorumları okumak, hatta onu da geçtim albüm yorumu okumak bile. bunların hepsi belli ölçülerde devamlılık arz ettiği noktada stalkerlık dediğimiz hadisenin ta kendisi değil mi?
şimdiye kadar verdiklerimin çok masumane örnekler olduklarının farkındayım. bütün bunlardan farklı bir de özel hayat merakı var tabii. ünlülerin özel hayatını merak etmek değil, senin benim onun özel hayatını merak etmek ve teşhir edildiği ölçüde de takip etmek. feysbuktan relationship status kollamak, ya da deviantta sevişenleri bilmek, sevgili yorumlarını takip etmek. internetle birlikte gelen öyle bi dehşet verici, bi yandan da demokratize alan var ki, hem bu bütün saydıklarımı mümkün hale getiriyor, hem de bir yandan cazip kılıyor. yani düşünsenize, istediğinizi söyleme, istediğiniz oranda saçmalama ve yayımlama hakkınız var tek bi publish post tıkıyla ve insanlar okuyor, değeri tartışılacak bir şey olsa da bir sesiniz var, o sese ayırabilecek bir alanınız, domain'iniz var. kimsenin artık dürbüne ihtiyacı yok. hepimiz röntgenciyiz ve bu bizim belki de tek full-time işimiz. mesela sen beni ismen cismen bilen bilmeyen bi şekilde buraya yolu düşmüş, bunu okurken seninle benzer özelliklere sahip olduğuna dair tahayyüllerin olan birinin gece 4te mışıl mışıl uyumak varken oturup bir şeyler yazdığını biliyor olmanın ya da ne bileyim o gecenin önceki günü içerisinde muzlu frappe içtiğini öğrenmiş olmanın hazzı dışında ne hissettin, kazandın şu sayfadan? bir düşün. bunu düşündükten sonra bir daha gelmeyecek misin mesela, "ulen banane kız napıyorsa yapıyor ben gidip bari müzik bloguna filan bakayım bir şeyler öğreneyim" diyebilecek misin? hangimiz o kadar olgunuz ki yapma allah aşkına? olgunluk da değil adı, gerçekten sıkıcı mıyız bu kadar?
bu arada bilgin olsun diye söylüyorum, arada albüm filan da link'i koyacağım ve last.fm'imi filan da kurcaladığın için biliyorsun ki güzel bir şeyler koyma ihtimalim yüksek. hani için rahatlasın arada diye söylüyorum. ha bi de şu an savoir adore dinliyorum, hayal gücün çalışşsın diye söyleyeyim dedim. emin ol seni malzemesiz bırakmayacağım sevgili stalker, "görüşürüz" de demeyeyim, "bana pageview olarak geri dönersin" artık diyeyim.
20 Ocak 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 comments:
:D yeah, betch!
pms ?
ne alaka ya, ne pms'i?
erman toroğlu musun?
bir gün oturup türk popüler kültürü hakkında genel bir araştırma yapıp bu tarz muhabbetlerde tıkanmaya neden olan cahilliğime bir son vericem.
goforit.
haha, ilk olarak bu yazını okumaya başlamam da ayrı garip oldu. hepimiz stalker'ız. hepimiz de birşeyler gösteriyoruz. iyisiyle kötüsüyle. yazılarının okunmasını istemeyen blog'unu "sadece arkadaşlar" ya da "hiçkimse göremez" olarak ayarlar, ne dinlediğinin bilinmesini istemeyen insan last fm açmaz, ne çektiğinin görülmesini istemeyen deviantart'a foto koymaz.
peycviyiv olarak dönerim bir ara, sevgiler. =D
kabakles'ten nefret ediyorum ve bunu soylemek icin alakasiz bir yaziya ait koment popupciginin icine bile gozumu kirpmadan sicarim. arkama bile bakmam.
bıktım.
Yorum Gönder