16 Kasım 2015

xenophobia

Bugün hastanede önümde sıra bekleyen kadının elindeki karta takıldı gözüm. Yabancı, Arap alfabeli bir kimlikti, "Suriyeli herhalde," diye aklımdan geçti. Sıra kadına gelince, bilgisayar başındaki randevu kaydı alan genç kız kadının elindeki kağıdı aldı, "Sağlık ocağından sevk alman lazım," dedi. Türkçe bilmeyen kadın bunu elbette anlamadı. Bunun üzerine kız klavyesini tutup çığlık çığlığa "SAĞLIK OCAĞINDAN SEVK AL ÖYLE GEL" diye bağırdı. Onun tepkisinin dehşetiyle araya girdim, "Türkçe bilmiyor ama," dedim. Kız "Canları isterse senden benden güzel biliyorlar Türkçe'yi," dedi. Zavallı kadıncağız elinde kağıtları ve kimliğiyle kalakaldı. Etraftaki vatandaşlar yardım etmeye çalıştılar, sanki daha fazla bağırdıklarında kadın söylediklerini anlamaya başlayacakmış gibi herkes aynı şeyi tekrarlayıp durdu.. Amcanın biri eliyle havaya yazma işareti yapıp "SEVK" dedi. Kadıncağız bildiği bir iki kelimeyi etti, "doktor" dedi, işaret etti, ama nafile. Samatya Hastanesi diye bilinen hastanede oluyor bu anlattığım bu arada ve benim gördüğüm, Suriyeliler'in  maruz kaldığı en "ılımlı" muamelelerden biriydi.