21 Ağustos 2009

ADVENTURELAND


Greg Mottola Superbad'le görece tanınan bir yönetmen, Superbad öncesi de Arrested Development ve çok bilinmeyen bir kaç dizinin çeşitli bölümlerinde yönetmenlik denemesi olmuş. Yani büyük sektöre yeni, referansları yetersiz. Adventureland de aynı zamanda ilk senaryo denemesi. Ve tüm bunlar düşünüldüğünde Adventureland'i izlemek için hiçbir sebebiniz yok. Cast hariç. Adventureland'in de - senaryosundan sonra - izleyici çekmek açısından tek artısı bu. Ryan Reynolds, Kristen Stewart gibi tabloid-friendly; Jesse Eisenberg, Martin Starr gibi de bizim jenerasyonun indie filmlerden tanıdığı isimlerden oluşan bir cast bu. Ancak bunların da hiçbiri hala Adventureland'i izlemek için yeterli değil.

Adventureland en büyük gücünü yönetmeninin otobiyografik senaryosundan alıyor. Filmin bu otobiyografik yönüne de tamamen sadık kalınmış, dolayısıyla hikaye 1987'de geçiyor. Karşılaştırmalı Edebiyat'tan yeni mezun olmuş, somut bir iş deneyimi olmayan, ailesinin desteğiyle mezuniyetini bir Avrupa gezisiyle kutlama hayalleri kuran baş kahramanımız James, ailesinin maddi sıkıntıları nedeniyle kendini Adventureland isimli bir lunaparkta çalışırken bulur.
Adventureland kendisi gibi asosyal, geeky tiplerle doludur ve artık tahmin edebileceğiniz üzere James bu tiplerden birine aşık olur :) Buraya kadar da -evet bazı tesadüflerin benim için kaçınılmaz sempati sebepleri oluşunu saymazsanız- Adventureland'i izlemek için hala pek de bir sebebiniz yok.

Çok kısa özetlediğim bu senaryonun en güzel yanı indie klişeleri içinde kendine bir orjinallik tutturmayı başarabilmesi ve yarattığı karakterleri karikatürleştirmekten bir şekilde kurtarmayı başarması ki bunu da otobiyografik oluşuyla başarıyor. Mottola hiçbir karakterin hayatında tek bir kişiyi temsil etmediğini söylese de karakterlerin hepsi kağıt üzerinde oluşturulması pek mümkün olmayan tikel davranışlarla ön plana çıkıyorlar. Bir kere filmin bir climaxi yok, hiçbir karakterin maskesinin düştüğü bir sahne yok, hiçbir karakter "iyi" ya da "kötü" değil. Yani Adventureland'de tüm karakterler üç boyutlu. Filmin sonu da yine tahmin edebileceğimiz gibi James'in "hayatını değiştiren yaz" klişesini tahmin edemeyeceğimiz bir şekilde gerçekleştirmenin dışında "sıradan"ı karşılamıyor. İşte bu en başta saydığım -cast, yönetmenin diğer işlerini görmüş olma vs- gruba girmiyorsanız Adventureland'i izlemek için tek başına yeterli sebebi oluşturuyor.

Film 87'de geçmesine rağmen öznesi disco gençliği olmadığından 80ler deyince akla ilk gelen kabarık saç, vatka, disco üçlüsünden mümkün mertebe uzak duruyor, ancak bu muhteşem bir 80ler toplaması soundtrack oluşturmalarına engel olmamış. İyi ki de olmamış çünkü Lou Reed, David Bowie, Big Star, The Cure, INXS, Crowded House, New York Dolls, The Velvet Underground ve Yo La Tengo gibi şahane isimlerden oluşan filmden bağımsız da bayıla bayıla dinleyebileceğimiz bir toplama çıkmış ortaya. Dinleyin! :)

off with their heads!

Tim Burton's : Alice in Wonderland (Teaser) from Vanspauwen Glenn on Vimeo.



hala görmemiş olma ihtimalini düşünerek blogk..